DANIŞTAY SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
SUNULMAK ÜZERE
İSTANBUL NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ
ELİYLE
ANKARA 12. İDARE MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
DOSYA NO: 2007/1258 E.
TEMYİZ EDEN
(DAVACI) :Ali Ergin GÜRAN
VEKİLLERİ :Av. Ali TÜMER-Av.Ramazan ŞENOĞLU
Barbaros Bulvarı No:74 Barbaros Apt. K:2 D:9 Balmumcu
Beşiktaş/İST.
KARŞI TARAF
(DAVALILAR) :1- T.C. Başbakanlık-ANKARA
2- Vakıflar Genel Müdürlüğü
Milli Müdafaa Cad. No:20 Kızılay-ANKARA
VEKİLİ :Av. Pervin ATABEK
Milli Müdafaa Cad. No:20 Kızılay-ANKARA
KONU : Yasa ve usulle aykırı ve noksan inceleme mahsulu Ankara
12. İdare Mahkemesinin 31.03.2009 tarih ve 2007/1258E.,
2009/377 K. Sayılı kararının temyizen incelenerek
bozulması taleplerini içeren temyiz dilekçesidir.
TEMYİZE KONU KARARIN: Merci : Ankara 12. İdare Mahkemesi
Tarih : 31.03.2009
No.su : 2007/1258E., 2009/377 K.
Tarihi : 05.08.2009
MÜDDET : Mahkeme kararı, 05.08.2009 tarihinde tebellüğ edilmiş
olup, son günü adli ara vermeye rastladığından
temyizimiz süresi içerisindedir.
OLAY VE
AÇIKLAMALARIMIZ :
Dava ve savunmaya cevap dilekçelerinde arz olunduğu üzere Davamız;
Müvekkilim’in sahih evladı ve son Mütevellisi olduğu “İstanbul’da Mülhak İmam-ı Sultan Mevlana Bekdaş Vakfı”nın mevcudiyetleri Vakıfname ile sabit ve vakfedilmiş gayrimenkullerinin tesbiti ve vakfa maledilmesi, haksız iktisaplarının berteraf edilmesi ve haksız iktisap suretiyle el değiştirmiş ise bedellerinin tazmini talebi ile vaki başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddi yolundaki idari işlemin İPTALİ talebi olup dava Mahkemece kavranamamıştır.
Mahkemece “...ilgili vakfın yaklaşık 500 yılı boyunca davacının ve davacı soyundan gelen kişilerce yöneltilmiş olması ve son olarakta davacının gerekli dikkat ve özeni göstermemesi ve kusurlu haraketleri nedeniyle mütevellilikten azledildiği 26.8.1991 tarihine kadar davacı tarafından yönetilen vaktın, İstanbul, Tokat ve Sivas İllerinde bulunan taşınmazların tespii ve vakfa maledilmesi konusanda başvusuru üzerine, ilgili dairelerce yapılan araştırma sonucunda vakfa ait herhangi bir taşınmaz bulunmaması nedeniyle nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir...” demek suretiyle yasa ve usule aykırı bir şekilde noksan inceleme yaparak taleplerimiz ve sunduğumuz belgeler hiç değerlendirilmeden, adeta Müvekkilim tek suçlu ilan edilmiştir.
Söz konusu karar yasa ve usule aykırı olup, iş bu kararın bozulması için temyiz etme zarureti hasıl olmuştur.
Tetkik ve kabulünü arz ve talep ederim.
TEMYİZ NEDENLERİ :
1- Dava layihası, cevap ve cevaba cevap dilekçelerimizdeki arz ettiğimiz hususları hususların temyiz nedeni olarakta dikkate alınmasını arz ederim.
-Davaya konu vakfın 500 yıl boyunca Mütevelliler eliyle yönetildiği, 26.08.1991 tarihinde Müvekkilim’in Mütevellilikten azli üzerine 14.05.2002 tarihine kadar Emaneten idare edildiği ve bu tarihte Mazbut Vakıflar arasına alındığı,
-Vakfın 2.336.454.-TL.’lik (eski TL) (B) gurubu hisse senedi dışında mal varlığı bulunmadığı,
-Vakfın mütevelliler eli ile yönetildiği (zamanda malların akıbetinin Davalı idarelerince bilinmesinin mümkün olmadığı) Son olarakda vakıf varlıkları konusunda Müvekkilimin gerekli özeni göstermediği belirtilerek davamız red edilmesi yasa ve usule aykırıdır. Davamız Mahkemece kavranamamıştır. Öncelikle bu nedenle bozulması gerekir.
2- Sayın Mahkemenin kararı noksan inceleme mahsulüdür.
a) Öncelikle Davalı’nın dosyaya sunduğu “570 no.lu defter 165.sayfa 100 sırasında kayıtlı İmam-ı Sultan Mevlana Bekdaş namına Sinan Çelebinin tescil ettirdiği 2 Cemaziyelevvel 941 tarihi vakfiye tercümesinde” yer alan gayrimenkuller, Davalı’nın bilgisi ve ıttılaı dahilinde olup burada yer alan taşınmazların akibeti ne olmuştur. Bunun Mahkemece açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
b) Müvekkilim’in vakıfname aslından tercüme ettirdiği vakıfnamede yer alan garimenkullerle Davalının Mahkemeye sunduğu vakıfnamedeki gayrimenkullar bire bir örtüşmektedir.
Dolayısiyle Davalıların bahse konu gayrimenkullerin varlığından haberdar değiliz, Mütevelliler bilir iddiası gerçeği ifade etmediği gibi bu konu Mahkemede Davalıların mesnetten yoksun iddialarına itibar etmiştir. Gayrimenkullar hiç araştırılmamıştır.
c) Vakfa ait gayrimenkullerin Mütevelliler tarafından bilineceği iddiası da doğru değildir. Buna itibar etmekte mümkün değildir.
Zira tevliyetin tevdii sırasında düzenlenen tutanaklarla Mütevellilere neler teslim edildiği bir bir belirtilmektedir.
Dosyaya sunduğumuz tutanaklarda görüleceği üzere Müvekkilim’e ve Müvekkilim’in Babası Mehmet Orhan GÜRAN’a teslim edilen Vakıflar Bankasının çok cüzi tutardaki (19.000.-TL ve 20.500.- TL.) B gurubu hisse senetleri ile istimlak edilen türbe ve mescidin bedel artırım davalarına ilişkin dosya no.larından ibaret olduğu ihtilafsızdır.
3- GERÇEĞİN ARAŞTILMASI, TALEP ETTİĞİMİZ KAYIT Ve BELGELERİN CELP ETTİRİLEREK, BİLİRKİŞİ TETİKATI YAPTIRILARAK DAVA DOSYASININ TEKEMMÜL ETTİRİLMESİ GEREKİRKEN BU HUSUSLAR MAHKEMECE EKSİK BIRAKILMIŞTIR.
a) Mahkemece “Davalı İdarelerden işlem dosyaları” celp edilmemiştir.
Davalılar, işine geldiği önemli bir kısmıda davamızla ilgili bulunmayan bazı belgeleri sunmuşlar, vakfın esas işlem dosyası verilmemiştir.
Bu dosyaların (Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul Vakıflar Baş Müdürlüğü ve Başbakanlık arşiv dosyalarının) celbinin zorunlu olduğu, aşikardır.
Ancak bu takdirde, Vakıflar mal varlığının tesbiti ve nasıl el değiştirdiği, Davalıların eylem ve işlemleri görülebileceği belirtilmiş olmasına rağmen bu hususlar Mahkemece göz ardı edilmiştir.
b)Keza söz konusu dosyalar Mahkemeye celb edilmediğinden vakıfnamede yer alan gayrimenkullerin akıbetleri ilgili tapu idarelerinden sorgulanması mümkün olmamıştır.
4-Davalı’ların, Vakfın Mütevelliler eli ile yönetildiği gayrimenkullerin akıbetini onların bileceği iddiası tümüyle gerçek dışı bir iddiadır.
Öncelikle, Mütevellilere teslim edilen malvarlıkları tutanaklarla bellidir. Bunların içinde Vakıfnamede yer alan hiçbir gayrimenkul yoktur.
İkincisi, bir Vakfa ait gayrimenkulün Vakıflar İdaresinin bilgisi ve izni olmadan Mütevelli tarafından elden çıkarılması mümkün değildir.
Dolayısiyle Davalıların olsa olsa Mütevelliler elden çıkarmıştır iddiasının tutarlı, kabul edilebilir hiçbir yönü bulunmamaktadır. Aksini iddia edenin, hangi tarihte hangi Mütevelli tarafından gayrimenkulün elden çıkarıldığını kanıtlaması gerekir.
5- Dosyaya sunulan “ŞAHSİYET KAYIT ÖRNEĞİ” tablosunda görüleceği üzere 09.07.1935 tarihinden 03.09.1974 tarihine kadar (35 yıl ) Vakıf “Evkaf Müdürlüğü Şahsiyet-i Maneviyesi” eli ile idare edilmiştir.
İşte ne olmuşsa bu dönemde olmuştur. Söz konusu 35 yıl içinde gayrimenkuller Vakıftan çıkmıştır.
Davalılar nezdindeki işlem ve arşiv dosyaları celbedildiğinde durum açıklığa kavuşacaktır . Bu konu da Sayın Mahkemece hiçbir araştırma konusu bile olmamıştır.
6- Yine Sayın Mahkemeye haricen yaptığımız bir araştırma neticesi aşagıdaki gayrimenkullerin tapu sicilinde bahse konu vakfa ait şerh mevcut olmakla beraber mülkiyetlerinin 1955 yılında üçüncü şahıslara geçtiğinin görüldüğü bildirilmiştir. Söz konusu gayrimenkuller şunlardır.
İli İlçesi Mah. Pafta Ada Parsel
-------- ---------- ---------------- ------- ----- -------
İstanbul Beyoğlu Müeyyetzade 113 102 2
İstanbul Beyoğlu Müeyyetzade 113 102 7
Ancak söz konusu gayrimenkullerle ilgili herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Yukarıda arz ettiğimiz gibi Davalılar nezdindeki Vakfa ait işlem dosyaları, arşiv kayıtları, tapu kayıtları celbedildiğinde, bu taşınmazların kim tarafından üçüncü şahıslara devredildiği, devir şekli görülecektir.
Bu nedenle, Davalıların, Vakfa ait gayrimenkullere rastlanmamıştır, yoktur iddiaları hakikati ifade etmemekte, ya gerçek durum gizlenmekte yada yasal görevlerinin çok ağır ihmali söz konusu bulunmaktadır.
Vakıflar Kanunu ve bağlı Mevzuat gereğince Davalılar Vakfın mevcudiyeti sabit gayrimenkullerinin tesbiti ve bunların Vakfa maledilmesi, usulsüz iktisapların berteraf edilmesi veya bedellerinin tazmini Davalılar’ın sorumluluğundadır.
Mütevellilerin sorumluluğu kendilerine tevdi edilen, teslim edilen vakıf malları ile ilgilidir. Mütevelli’nin bilmediği teslim edilmeyen vakıf mallarından nasıl sorumlu olacağı anlışılmış değildir.
Son olarak şu hususu arz etmek istiyoruz.
Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olmak ve onun muktesebâtını gerçekleştirmeye çalışmakla aslında kendini restore etmeye uğraşmaktadır. Ki bu arada bir çok azınlıklar da müsadere edilmiş olan vakıf mülklerini geri almaya uğraşmaktadır. İşte onun için Müvekkilim de, esâsen Devlet’e emanet edilmiş bulunan -ve de mütevellilerin suistimal yapmalarına imkan bulunmayan- vakfın kaybolmuş mülklerini geri istemektedir. Bunun kötü-art niyetlilikle filan alâkası yoktur.
Dolayısı ile Mahkeme tarafından bu hususlar tamamen göz ardı edilerek, tüm sorumluluğu, Mütevelliler eliyle yönetildiğinden bahisle Müvekkilim ve ondan önce mütevellilik yapanlara yüklemek suretiyle işin kolaycılığına kaçılarak yasa ve usule aykırı, noksan tetkik mahsulü olarak karar tesis etmiştir. Bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ VE İSTEK : Yukarıda arz olunan nedenlerle,
Yasa ve usule aykırı, noksan inceleme mahsulü kararın
bozulmasına,
Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa
yükletilmesine,
Karar verilmesini bilvekale talep ve arz ederim.09.09.2009
Saygılarımla,
Temyiz Eden Davacı
Vekili
Av.Ali TÜMER